Günümüzde dedikleri gibi sudan bahanelerle bana geldi yok yere bulaştı, şu, şu haksızlıkları yaptı derler. Eskiler de kendilerine bir haksızlık yapıldığı zaman “Olsun bakalım ahireti kast ederek ötede de bir köy var derlerdi.
Yirminci asrın başlalarında Emperyalisler sudan bahanelerle Osmanlıya saldırıp birinci Dünya harbini (1914-1918) çıkardılar. O koca çınarı yıkıp topraklarını adeta cetvelle böldüler. Sonra bununla yetinmeyip Stalin in dediği gibi “Kurtlar sofrasında yerini bulamayan Hitleri öne sürüp ikinci Dünya savaşını (1939-1945) çıkardılar. Bu vesile ile bu diktatörler Birinci dünya savaşından günümüze kadar ortalama 150-200 milyon insanı katlettiler. 200-250 Milyon insanı da sakat bıraktılar.
Mazlum halkların kanına girip yer altı yer üstü zenginliklerini sömürdüler, öyle ki adamlarda maalesef nefes alacak mecal bırakmadılar. Bunların medeniyetleri kan ve göz yaşı üzerine kurulmuş olup kan ile beslenen bir medeniyet.
Rahmetli Akifi in dediği gibi “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” Elbette bir gün bu zalimler mazlumların göz yaşları içinde kendileride medeniyetleride boğulacaktır.
Sudan bahanelerle dedik;
Bir derede kurt kuzuyla su içerlerken kurt kuzuya demiş ki: „Suyu bulandırma kuzu.“ „Ben suyu nasıl bulandırabilirim ki? Sen yukarıdasın ben ise aşağıdayım der.“
Kuzuyu yemeyi kafasına koymuş ya! Bu sefer kurt: „Sen geçen senede suyu bulandırmıştın!“ Kuzu ise bunun üzerine: „Yahu kurt kardeş, geçen sene ben dünyada bile yoktum!“ Kuzuyu yemeye niyet eden kurt bu sefer: „O zaman suyu bulandıran sen değilsen senin baban idi!“ deyip kuzuyu sudan bahanelerle haklar. Gerçi zamanımızda kurda da gerek kalmadı insanlar kurt oldu.
Rahmetli İmam Gazalinin dediği gibi günümüzde elbiseli canavarlar türedi der.
Bu elbiseli canavarlar Maalesef İnsanlara sudan bahanelerle zulm etmektedirler. İslam ümmeti bu gün kışını yaşamaktadır. Elbet bu kış da, tipi-boranda bir gün geçer. Yerini bir gün bahara güle gülistana bırakır. Şairde öyle demiyormu “Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı (gündüzü) vardır.”
Ve yine günümüzde Müslümanlar Uhud gününü yaşamaktadır.
“Gevşeklik göstermeyin: üzüntüye kapılmayın.Eğer kalpten inanmışsanız üstün gelecek olan sizsiniz.” (Al-i İmran:139.)
Bu ayet müslümanların Uhud savaşında uğradıkları geçici başarısızlıktan dolayı ümitsizliğe kapılmamaları gerektiğini, onlara ihtar etmekte ve müslümanlara güçlü bir imana sahip olmanın verdiği azim ve kararlılık sayesinde nice zaferlere ulaşmanın mümkün olduğunu müjdelemektedir.
Devamen Rabbimiz “Eğer siz (Uhud da) bir acıya uğradınızsa (Bedirde de düşmanınız olan) o kavim ayn acıya uğramıştır. İşte böylece biz zafer günlerini insanların kah bir kesimine kah, diğer kesimine nasip ederiz. Ta ki Allah iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızda şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” (Al i İmran.140.) buyurmaktadır.
Cenabı Hakk (cc) bu ayeti kerimede lisanı remziyle: Siz Uhud da 70 şehit verdiniz bunun içinde üzülüyorsunuz onlar ise seviniyor aynı şekilde Bedir de ise onlar 70 insanını kaybetmişti onlardan 70 ini esir etmiştiniz. onlar o gün üzülürlerken siz seviniyordunuz, biz günlari insanlar arasında döndürürüz bir gün size bir gün onlara hatırlatmasında bulunmaktadır.
Ve yine Rabbimiz “Şunu iyi bilki: Muhakkak zorlukla beraber bir kolaylık vardır. (Evet) zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (el-İnşirah) Her zorluğu bir kolaylık her darlığı bir genişlik takip etmektedir. Çünkü Hayat inişli çıkışlıdır. Üstad N.Fazıl ın da dediği gibi “Dağı tanıyan nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
Evet dünya dönüyor. Biz bu günleri çok gördük, ama kısa geçti. Bu günlerde geçecek elbet biz Asrı-Saadeti Emevileri, Abbasileri, Selçukluları, Osmanlıları gördük. Kısa fetret dönemleri hariç Yeryüzüne hep biz hakim olduk, Yeryüzüne adalet saçtık. Yarın yine aynı şekilde yer yüzüne adalet saçacağız. Hiç bir zaman zalimlerin yaptıkları gibi yapmıyacağız. Intikam peşinde koşmuyacağız! Çünkü İslam dini barış dinidir.
Ne zaman gelecek bu günler derseniz, yarın derim. Yarın ise Arapca güzel bir deyimde de belirtildiği gibi “Kullu etin karip” yani her gelecek yakındır, denilir. Akifimiz de öyle demiyormu “Doğacaktır sana vadettiği günler Hakkın –Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.”
Zalimin zulmü varsa Mazlumun da Ahı var. Ne demişler “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Ve yine “İnnallah e yumhil vela yuhmil” demişler. Yani Allah mühlet verir, asla ihmal etmez. Bundan dolayı Allahın bir isminin „es Sabur“ olduğunu diğer bir isminin de „zül-İntikam“ olduğunu unutmamak lazım..
Varsın Zalimler sudan bahanelerle mazlum halklara zulmetmeye devam etsinler. Onların bir hesabı varsa, Allah ın da bir hesabı var, eninde sonunda Onun dediği olacaktır.
Ne demişler; Keser döner sap döner gün gelir hesap döner…
Saygilarimla
Ismail Kilic