İstikbal İslamındır

17. April 2016
Posted in Makale
17. April 2016 Ismail Kilic

Devletler ve Milletler İnsanlar gibi doğar, büyür, yaşar ve zamanı gelince de ölürler. Yani tarihe  karışırlar.

“Her ümmetin (Mukadder) bir eceli vardır, ecelleri gelince ne bir an geriye atabilirler nede bir an ileriye alabilirler ( Allah takdir ettiği vakitte yok olup giderler).  (Araf:34)

14 Yüzyılın büyük İslam tarihçisi doğu ve batının ilk tarih filozofu, sosyolojinin kurucusu olarak bilinen rahmetli ibn. Haldun Mukaddime isimli meşhur eserin de yukarıda zikredilen ayeti açıklar mahiyette şöyle der:

„Her devletin insan gibi belli bir ömrünün olduğunu belirterek devlet kuruluş çağında toplum dinamiktir. İnsanlar bir birine bağlıdır, iş birliği fazla olduğu için üretimde fazladır.

İkinci dönemde rahatlık başlar.  Üretimle birlikte tüketimde artar, devlet bu aşamada gençlik ve olgunluk çağındadır.

Üçüncü dönemde üretimden çok tüketime ağırlık verilir. Bu dönemde devlet ihtiyarlama başlamıştır. Zevk ve sefaya ağırlık verilmesi yıkılmasının belirtisidir.

Yetenekli yöneticiler üretimi artırarak toplum arasında işbirliği dış sermaye ve borç parayla devletin ömrünü uzatabilir.“

Bu durum karşısında ibn. Haldun’a göre İnsanların ölümden kurtulmaları nasıl mümkün değilse, ihtiyarlayan devletin çökmemesi aynı şekilde mümkün değildir.

Ve yine ibn. Haldun Hz. Muhammed  (s.a.v.) “Adil olmayan yönetimde yöneticiler ülke menfaatini bir kenara bırakırlar. Kendilerinin ve yakınlarının menfaatlerini ön plana çıkarırlar. Bu durum adil olmayan uygulamaları yoğunlaştırır ve devletin yıkılışını hızlandırır.” buyurduğunu belirtir.

Dünya hayatı bir yola benzer, inişleri ve çıkışları olan bir yol. Fertler ve milletler bu yolda yol almaktadırlar.

Ne yol nede yolcu sürekli değildir. Rahmetli Ustad Necip Fazıl ne güzel demiş: “Dağı tanıyan nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? “

Bir gün dünya hayatı sona erer, yol biter, yolculuk son bularak öte dünyada yolculuk devam eder. Daha dün dünyanın egemen güçlerinden olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini (S. S. C. B) gördük.

Diğer bir süper güç olan Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.)  için kim garanti verebilir?

Eceli gelen insanı hangi doktor kurtarabilir? Aynen bunun gibi ömrü tükenmiş olan bir devleti hangi güç tutabilir?!

Gelecek İslamın ve müslümanlarındır!

Şunu unutmamak gerekir ki; şer güçler İslam’ın aleyhinde ne kadar hesap ve plan yaparlarsa yapsınlar. İstikbal İslam’ın dır! O günler de yakındır inşallah!

 “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın eğer kalpten inanmışsanız üstün gelecek olan sizsiniz.” (Ali İmran.139.) buyurulmaktadır.

Ayeti kerimede de belirtildiği gibi gevşemeye ve üzülmeye gerek yok, yeter ki biz müminler buna inanıp ümitsizliğe düşmeyelim! Cenabı Hak her şeye kadirdir. Rahmetli Üstat Necip Fazılın dediği gibi “Yol onun varlık onun gerisi hep angarya”!

Dahası biz seferle mükellefiz, zaferle değil. Yeter ki bizler vazifemizi yapalım, gerisi Cenabı Hakkın tasarrufundadır. Merhum İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi: „Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler!“

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Şüphesiz dininizin evveli Peygamberlik ve rahmettir bu Allahın dilediği kadar sizde bulunacak. Sonra Allah onu kaldıracak ve arkasından Peygamberlik yolunda (ve doğrultusunda ) halifelik olacak. Buda Allahın dilediği kadar aranızda bulunacak.“

Sonra Allah hilafeti kaldıracak ve ısırıcı azgın hükümdarlık olacak, bu da Allahın dilediği kadar aranızda bulunacak.

Sonra Allah onu da kaldıracak ve akabinde zorbalığa dayalı hükümdarlık olacak, Allahın dilediği kadar aranızda bulunacak.

Sonra Allah bunu da kaldıracak ve yine Peygamberlik yolunda hilafet olacak. İnsanlar arasında Peygamberin sünnetiyle amel edilecek.

İslam yeryüzünde ki komşularına dal ve kol salacak.

Gökte ve yerde her şey İslam Ümmetinden razı olacaklar.

Gök tek bir iklim bırakmayıp hepsine yağmur indirecek, yer hiç bir bitki ve bereketini bırakmayıp hepsini ortaya çıkaracak.

(İmam Ahmet bin Hanbel, Bezzar, Ebu Davut.) buyurmuştur.

Hâkimiyet ve zafer eninde sonunda inananların olacaktır. Şüphesiz ki başarı ve zaferi elde edeceğine inanmak başarının ilk adımıdır. Her milletin kuşakların ve yeni nesillerini zaferden zafere koşturan başarıdan başarıya ulaştıran diğer bir unsur; manevi kuvvettir, moral yüksekliğidir. Eğer bu millet Müslüman bir millet olursa bu durumda yakın bir fethi ve zafer çok yakındır demektir!

Allah’ın nurunu hiç bir güç söndüremeyecektir! Söndürdük dedikleri an sadece ışığa gözlerini kapayıp kendilerini karanlığa itmiş olurlar!

 “Onlar ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar. Hal bu ki kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.” (Saf: 8.)

Selam ve Dua İle fiEmanillah..

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Comment (1)

  1. F.Kiliç

    Allah razı olsun bu güzel yazı için.Emeğinize sağlık,Tebrikler

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Durch die weitere Nutzung der Seite stimmst du der Verwendung von Cookies zu. Weitere Informationen

Die Cookie-Einstellungen auf dieser Website sind auf "Cookies zulassen" eingestellt, um das beste Surferlebnis zu ermöglichen. Wenn du diese Website ohne Änderung der Cookie-Einstellungen verwendest oder auf "Akzeptieren" klickst, erklärst du sich damit einverstanden.

Schließen