Depremler ve Kazalar

10. Februar 2022
Posted in Makale
10. Februar 2022 Ismail Kilic

En son Ege Denizi Depremi, 30 Ekim 2020 günü merkez üssü Yunanistan’ın Sisam Adası açıklarında İzmir Seferihisar ilçesine 23 km mesafede bulunan, yerin 16,5 km altında 6,9 Mw büyüklüğünde meydana gelen ve yaklaşık 16 saniye süren depremdir. 2020 yılında yeryüzünde meydana gelen depremler arasında en ölümcül deprem olarak kayıtlara geçti. Önceki depremlerde de gördüğümüz gibi Deprem sonucu yıkımlara sebep olan en büyük amil, Binaların sağlam olmayışını hep beraber gördük.

Eskilerde eşkıyalar dağlarda gezerdi, şimdilerde ise, Şehirlerde ellerini kollarını sallayarak gezmektedirler. Kimisi betondan kimisi saçtan, kimisi kumaştan, kimisi ise makastan çalmaktadır, bu kalemleri çoğaltabiliriz.

Bu konuyu biraz açacak olursak araba yapılıyor ve bu arabaların kaportası yani sacları inceltiliyor. Yani (eskiden araba sacları daha kalındı, şimdikilerde maliyet için düşürüldü) ortalama 0.80, 1.00, 1.20 mm’dir. Buda haliyle kazalarda ölümleri ve yaralı sayısının artmasına sebep oluyor.

Belki burada kader diye biliriz, ancak Türkiye de niye eskisi kadar kaza olmuyor, çünkü yollar yapıldı demek ki bize düşen tedbir almak ondan sonra Kader demek lazım. Geçmişte Kazaların adına Trafik canavarı dediğimiz bir suçlu bulduk, ve bütün kazaları da bu olmayan trafik canavarının üstüne yıktık. Asıl Trafik canavarının araba saclarını incelten sanayiciler, görevini yapmayan idareciler, sürücüler veya bu sürücülere ehliyet veren merkezler ve de trafik kurallarına uymayan sürücüler olduğunu görmezden geldik.

Aynı zamanda Mühendisler çimentodan ve de demirden çalmaktadırlar, sonuç malum, depremlerde ölümler gerçekleşmektedir. Bu ölümler sonucu yapılarda rast gele basit malzeme kullanan şahısları hem hırsız hem de katil yapmaktadır, bunun vebalini ilgili kişilerin düşünmesi gerekmektedir. Bu konuda herkesin Allahtan gereği şekilde korkarak, görevini en güzel şekilde ifa etmekte gayret göstermelidir. Çünkü Hayat sadece Dünyadan ibaret değildir bu hayatın bir de Ahiret yönü bulunmaktadır, yani herkes Dünyada ve Ahirette yaptığının karşılığını görecektir, bu Konuda Allah’ı ve ölümü unutmamak gerekmektedir. Eninde sonunda herkes yaptığının karşılığını Dünya ve Ahirette görecektir.

Bilimsel olarak Depremlere sebep olan şey, yer kabuğundan beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Bir başka ifadeyle bilindiği gibi Deprem fay adı verilen kırıklarda meydana geldiği bilinmektedir. Ancak her şey bilimden ibaret olmadığını da burada hatırlatmak gerekmektedir.

Zira Dünyada her şey bir sebep üzere yaratılmıştır. Yani her şey Allah’ın takdiri ile vuku bulmaktadır. Allah’ın İlmi dışında bir yaprak bile düşmez, eğer Allahtan izinsiz veya O’nun müsaadesi olmadan Tabiatta herhangi bir şey vuku bulsaydı, Cenabı Hak (c. c.) Evreni idare edemezdi, daha doğrusu düzen bozulurdu, ezcümle bize düşen temkinli ve dikkatli hareket ederek gereken tedbirleri almaktır.

Gelişmiş ülkelerde belirli şiddette vuku bulan depremler de yıkımlar ve ölümler olmazken aynı şiddet de olan depremlerde gelişmemiş ülkelerde yıkımlar ve ölümler olmaktadır. Buda bize gereken tedbirlerin alınmadığını göstermektedir.

Bir başka ifadeyle İmar konusunda ilgili kişiler hırsızlık yapmışlar yani demirden ve çimentodan çalmışlar. Mamafih her konuda olduğu gibi deprem konusunda da bizlere düşen gerekli tedbirlerimizi alır sonra işlerimizi Allaha havale ederiz. Yoksa hiçbir tedbir almadan Allaha tevekkül etmemek akıl işi değildir. Onun için eskiler “Sen tedbirini alda bozarsa takdir bozsun” demişlerdir. Burada şunu da hatırlatalım ki alınan tedbirler de tek başına yeterli değildir, çünkü Allah’ın korumadığını hiçbir güç koruyamaz.

Binaenaleyh Depremin büyüklüğü 3 ve altı büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken, 7 ve üstü büyüklükteki depremlerde yıkımlar olduğunu bilmekteyiz artı bu şiddetin 8-9 kuvvetinde veya daha üstünde olduğunu veya saniyelerce değil de bu depremin dakikalarca sürdüğünü düşünelim bu durumda yıkımların ve ölümlerin şiddetini hayal bile edemeyiz, ve yine burada küçük bir misal verecek olursak Dünyanın kendi ekseni etrafındaki hızı saatte 1670 km’dir. Bu durumda dünyanın bir araba gibi firen yaptığını düşünün bunun sonucunu hayal edebiliyor muyuz? Bütün bunlardan dolayı Allah’ın gücünü Aklımızdan çıkarmamalıyız.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi İzmir depremi 6,9 büyüklüğünde 16 saniye sürdü 119 kişi öldü.

12 Kasım 1999 Düzce depremi ise 7.2 ve merkez üssü Düzce olan deprem. 30 saniye süreyle etkili olan deprem de 845 ölü, yaralı sayısı ise 4948 kişi olduğunu burada hatırlatmış olalım.

Son olarak bu konuda şunu da ders edecek olursak, vuku bulan deprem felaketinden kurtulanlar için, Yaşam üçgeni, Hayata sarıldı, Hayat da kalmayı başardı gibi sözler dikkatimizi çekmiştir. Hâlbuki ki Allah’ın izniyle yaşadı, hayatta kalmasına şu şey sebep oldu, demek daha doğru olur. Zira Allah dilemezse Hiç kimce dileyemez, Allah korumazsa hiçbir şey koruyamaz, bütün başarılar Cenabı Hakkın kudret elindedir.

Velhasıl her şeyde olduğu gibi her zaman tedbirimizi alır ve Allah a tevekkül eder en sonunda takdire rıza gösteririz.

Cenabı Hak bizleri depremlerden, kazalarda ve de  tüm bela ve musibetlerden korusun.

Fiemanillah.

, , , , , , , , ,

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Durch die weitere Nutzung der Seite stimmst du der Verwendung von Cookies zu. Weitere Informationen

Die Cookie-Einstellungen auf dieser Website sind auf "Cookies zulassen" eingestellt, um das beste Surferlebnis zu ermöglichen. Wenn du diese Website ohne Änderung der Cookie-Einstellungen verwendest oder auf "Akzeptieren" klickst, erklärst du sich damit einverstanden.

Schließen