Hükümdar ve Sihirbaz | Kıssadan Hisse

22. August 2023
Posted in Makale
22. August 2023 Ismail Kilic

“Suheyb (r.a.) ‘den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) Hadis-i Şerif’lerinde şöyle buyurmuştur:

“Sizden önceki kavimlerin bir kralı, bu kralın da bir sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlanınca hükümdara: “Ben artık ihtiyarladım. Bana bir çocuk göster de ona sihir öğreteyim.” dedi. O da sihir öğretmesi için ona bir çocuk gönderdi. Çocuğun gelip gittiği yol üzerinde bir rahip vardı. Hemen yanına oturarak konuşmasını dinledi ve sözleri pek hoşuna gitti.                 

Bundan böyle sihirbazın yanına giderken rahibe uğrar ve yanında biraz eğlendi. Sihirbazın yanına gittiğinde ise geç kalmasından ötürü ondan dayak yerdi. Çocuk bu durumu rahibe şikâyet etti. Rahip ona dedi ki: “Sihirbazdan korktuğun zaman Beni ailem göndermedi dersin, ailenden korktuğun vakit de Beni sihirbaz salmadı.” dersin. 

Çocuk bu şekilde devam ederken, insanların yolunu kesen büyük bir hayvana rasgeldi. Kendi kendine: “Sihirbaz mı daha üstün, yoksa rahip mi? Bugün öğreneceğim.” dedi. Eline bir taş alıp: “Allah’ım! Eğer rahibin durumu senin katında sihirbazın işinden daha güzel ve makbul ise, bu hayvanı öldür de insanlar işlerine gitsinler.” dedi ve taşı atarak hayvanı öldürdü insanlar da işlerine gittiler.

Akabinde rahibin yanına geldi ve hadiseyi ona haber verdi. Rahip dedi ki: “Yavrucuğum! Artık sen bugün benden daha üstünsün. Görüyorum ki sen yüce bir mertebeye ulaşmışsın. Bundan sonra ağır imtihanlara tutulacaksın. Başına bir şey gelirse sakın beni ele verme!”

Çocuk anadan doğma körün gözünü açıyor, abraşları (cilt hastalıklarını) gideriyor, insanların başka hastalıklarını da tedavi ediyordu. Kralın gözü kör olan bir yakını bunu duydu ve kendisine birçok hediyeler getirerek “Eğer beni şifaya kavuşturursan bütün bu hediyeler senin olacak.” dedi. Çocuk: “Ben hiç kimseye şifa veremem, şifayı ancak Allah verir. Eğer sen Allah’a iman edersen, ben ona dua ederim, o da sana şifa verir.” karşılığını verdi. Adam Allah’a iman etti, Allah-u Teâlâ da şifasını verdi, gözleri açıldı.

Eskiden olduğu gibi kralın yanına gelerek oturdu. Kral ona: “Senin gözünü kim açtı?’ diye sorunca adam: “Rabbim!” cevabını verdi. Kral “Senin benden başka Rabbin var mı?” dedi. Adam: “Benimde, senin de Rabbin Allah’tır.” karşılığını verdi. Bunun üzerine kral onu tutukladı ve işkence etmeye başladı. Bu durum çocuğu ele verinceye kadar sürdü. 

Çocuk yakalandı ve kralın huzuruna getirildi. Kral ona: “Yavrucuğum! Sihrin kör ve abraşları iyileştirecek ve daha başka şeyleri yapacak duruma ulaşmış.” dedi. Çocuk: “Ben hiçbir kimseye şifa veremem. Şifayı ancak Allah verir.” dedi. Bunun üzerine kral onu da tutukladı ve işkence etmeye başladı. Bu durum Rahibi ele verinceye kadar devam etti. 

Bu sefer rahip getirildi. Kendisine: “Dininden dön!” denildi, fakat o dönmedi. Kral bir testere istedi ve başının tam ortasına koyup adamı ikiye biçti. Hatta başının iki parçası yere düştü. Sonra kralın adamı getirildi. Kendisine: “Dininden dön!” denildi, o da dönmedi. Testereyi başının ortasına yerleştirip onu da ikiye böldü, hatta iki parçası yere düştü. Sonra çocuk getirildi. Ona da: “Dininden dön!” denildi, o da reddetti. Bunun üzerine çocuğu bir grup yakın adamlarının eline verdi ve: “Bunu filânca dağa götürün, dağın tepesine çıkarın. Tam zirveye ulaştığınızda, dininden dönerse ne âlâ, dönmezse onu aşağı atın!” dedi.

Çocuğu alıp götürdüler ve o dağa çıkardılar. Çocuk: “Allah’ım! Beni onların şerrinden nasıl koruyacaksan koru!” diye dua etti. Bunun üzerine dağ birdenbire sarsıldı, adamlar düşüp yuvarlandılar. Çocuk yürüyerek kralın yanına geldi. Kral ona: “Yanındaki adamlar ne oldu?” diye sordu. “Allah beni onlardan korudu.” dedi.

Kral bu sefer çocuğu bir başka gruba teslim etti ve: “Bunu götürün, bir gemiye bindirin, denizin ortasına varın. Eğer dininden dönerse ne âlâ, dönmezse denize atın!” dedi. Çocuğu götürdüler. Çocuk: “Allah’ım! Beni onların şerrinden nasıl koruyacaksan koru!”  diye dua etti. Bunun üzerine gemileri alabora oldu, kralın adamları boğuldular. Çocuk yürüyerek kralın yanına geldi. Kral ona: “Yanındaki adamlar ne oldu?” diye sordu. “Allah beni onlardan korudu.” dedi.

Ayrıca krala şunu söyledi: “Ey kral! Sana emredeceğim şeyi yerine getirmedikçe sen beni asla öldüremezsin!” Kral: “Nedir o?” deyince çocuk şöyle dedi: „İnsanları düz bir meydanda toplarsın ve beni bir ağaca bağlarsın Sonra torbamdan bir ok alırsın, onu yayın tam ortasına yerleştirirsin. Sonra da: “Bu çocuğun Rabbi olan Allah’ın adıyla!” diyerek bana atarsın. Bunu yaparsan beni öldürürsün. dedi.

Bunun üzerine kral çocuğun dediklerini yaptı, halkı bir yere topladı ve onu bir ağaca bağladı. Sonra torbasından bir ok aldı ve onu yayın ortasına koydu. Sonra da: “Bu çocuğun Rabbi olan Allah’ın adıyla!” diyerek oku çocuğa attı. Ok çocuğun şakağına isabet etti. Çocuk elini okun isabet ettiği yere, şakağına koydu ve ruhunu teslim etti.

Bu hâli gören halk “Çocuğun Rabbine iman ettik! Çocuğun Rabbine iman ettik! Çocuğun Rabbine iman ettik!”  Dediler. Krala gidilerek: “Vallahi korktuğun başına geldi, halk iman etti!’ denildi.

Bunun üzerine kral hemen yolların başlarına büyük hendekler kazılmasını emretti. Hendekler kazıldı ve içinde ateşler yakıldı. Sonra kral: “Kim dininden dönmezse, onu bu hendeğe atın!” dedi. 

Denildiği gibi inananları bu hendeğe attılar. Nihayet kucağında emzikli bir çocuğu bulunan bir kadın geldi. 

Kadın hendeğe girmekte bir an tereddüt etti. Kucağındaki çocuk ise ona: “Ey anacığım! Sabret, çünkü sen hak üzeresin!” dedi.” (Müslim.)

, , , , , , , , ,

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Durch die weitere Nutzung der Seite stimmst du der Verwendung von Cookies zu. Weitere Informationen

Die Cookie-Einstellungen auf dieser Website sind auf "Cookies zulassen" eingestellt, um das beste Surferlebnis zu ermöglichen. Wenn du diese Website ohne Änderung der Cookie-Einstellungen verwendest oder auf "Akzeptieren" klickst, erklärst du sich damit einverstanden.

Schließen